“Engelli olmak değil, görmezden gelinmek zor”

Kalpgazetesi.com İmtiyaz Sahibi ve UTEF Genel Başkanı Güldane Kaya Kaçar’ın sorularını yanıtlayan Hüseyin İlker Duman, engelin kendisinden ziyade toplumun yarattığı engellerle mücadele ettiğini vurguladı.

“Beni tanımlayan engelim değil; ürettiklerim ve hayata bakışım,” diyen Duman, Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olduğunu, yazarlık, senaryo ve yönetmenlik çalışmalarını tutkuyla sürdürdüğünü söyledi.

Toplumsal engeller daha yıpratıcı

Duman, günlük hayatta karşılaştığı zorlukların çoğunun fiziksel engelinden değil, erişilebilirlik eksikliğinden kaynaklandığını belirterek şunları söyledi:

“Sinemaya gitmek bile çoğu zaman mümkün olmuyor. Mekânlar engelli bireyler düşünülerek tasarlanmamış. Sadece kendi engelimle değil, kültür-sanat hayatına katılımda da görünmez duvarlarla mücadele ediyorum.”

Altın Portakal Film Festivali’ne ulaşım ve mekânsal nedenlerle katılamadığını söyleyen Duman, sinemanın hem yaşamındaki hem de mesleki üretimindeki yerinin büyük olduğunu ifade etti.

“İş hayatı bizim için hem özgürlük hem güvence”

Engelli bireylerin istihdamı konusuna da değinen Duman, yeteneklerinin çoğu zaman göz ardı edildiğini belirtti:

“Üretebildiğim, düşünebildiğim ve projeler ortaya koyabildiğim ortada. Buna rağmen çoğu zaman engelli bireyler aynı kategoriye konuluyor. Oysa uygun koşullar sağlandığında herkes kendi alanında başarılı olabilir.”

Sigortalı bir işin kendisi için sosyal güvence anlamına geldiğini vurgulayan Duman, annesinin vefatıyla mevcut haklarının sona ereceğini, bu nedenle düzenli bir işin hayati önem taşıdığını söyledi.

Yerel yönetimlere eleştiri: “CİMER’e şikâyet edin” yanıtı düşündürücü

Duman, bulunduğu bölgede belediye rampalarının uygunsuzluğu nedeniyle sorun yaşadığını, yetkilileri aradığında ise belediyenin kendisini “CİMER’e şikâyet edin” diyerek merkezi yönetime yönlendirdiğini aktardı.

Bu yaklaşımı eleştiren Duman, “Ruhsat veren, denetim yapan belediye değilse sorumluluğu kim üstlenecek?” diyerek erişilebilirliğin bir lütuf değil, yükümlülük olduğunu vurguladı.

Bu sorunlara dikkat çekmek için çektiği “Flu” adlı filmin bir festivalde çeyrek finale yükseldiğini de hatırlattı.

“Engelli sinemacılar için fon oluşturulmalı”

Aile ve Sosyal Hizmetler ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarına çağrıda bulunan Duman, engelli sanatçılar için özel destek mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini söyledi:

“Oscar süreçlerinde engelli sinemacıların yaptığı filmlere öncelik tanınıyor. Türkiye’de de benzer bir uygulama olmalı. Biz varız, üretiyoruz ve duyulmak istiyoruz.”

“Zihnimin Prototipi”: Zihinsel bir sahnenin kitabı

Yeni kitabı “Zihnimin Prototipi” hakkında konuşan Duman, hem edebiyatı hem sinemayı bir araya getirdiğini belirterek:

“Zihnim benim laboratuvarım. Hikâyelerimi önce zihinsel model olarak kuruyorum. Sahneleri kelimelere çevirdim,” dedi.

“Sanat başkaldırıdır; yapay zekâ bu duyguyu taşıyamaz”

Sanatın özünü “başkaldırı” olarak tanımlayan Duman, yapay zekânın duyguyu deneyimleyemediği için sanatta sınırlı kalacağını savundu:

“Sanatın kaynağı acıdır. Yapay zekâ sadece taklit eder. Gelecekte sanatın en büyük tehlikesi tekdüzelik olacak.”

Yeni projeler: “Sıfırıncı Adam” ve “Issız” yolda

Son yıllarda “Sence”, “Flu” ve “Derin İzler” gibi projelerle festivallerde başarı kazanan Duman, yeni kısa film projesi “Sıfırıncı Adam” için sponsor aradığını, daha sonra “Issız” adlı uzun metrajlı film çalışmalarına başlamayı planladığını söyledi.

Editörün Notu

 Bu röportaj, Kalpgazetesi.com İmtiyaz Sahibi ve UTEF Genel Başkanı Güldane Kaya Kaçar tarafından gerçekleştirilmiştir.

 Hüseyin İlker Duman’ın hikâyesi yalnızca bireysel bir mücadeleyi değil; toplumun görünmeyen çeperlerinde sessizce direnen tüm engelli bireylerin sesini taşımaktadır.

 Engel tanımayan bir vizyon, topluma umut ışığıdır. Engellilerin üretken, yaratıcı ve güçlü olduklarını görmek ve göstermek hepimizin sorumluluğudur.